Forman’ın ilk filmlerinde gençler, bir propaganda töreninde olacağı gibi kusursuz koreografiler içerisinde yürüyüş yapıp halkın dirayetini ve gücünü temsil etmek veya “iyi huylu” bir filmde olabileceği gibi halkın yüce gönüllü değerlerini yansıtmak yerine dans partilerinde sakarca eğlenmeye ve flört etmeye çalışırlar.
SİNEMAD Yazılar
Gösterildiği sene yeterli ilgiyi göremeyen, tam anlaşılmayan, bir yere oturtulamayan bir film bu. Kimilerine göre belki Woody Allen’ın en gereksiz filmi.
“The Master”, günümüzün meşhur modern tarikatlarından (veya başka bir ifadeyle yeni çağ dinlerinden) Scientology’nin ortaya çıkış yıllarının hikayesini anlatmasıyla tanınıyor.
Ermeni asıllı, Gürcistan doğumlu Sergey Paracanov, Ukrayna’nın Karpatları’ndan başlayarak yüzünü yerel yaşayışlarını devam ettiren halklara, onların yüzyılların birikimiyle oluşmuş ve dinle harmanlanmış geleneklerine, yaşayış biçimlerine ve kendilerini türlü şekilde kültürel ifade ediş biçimlerine bakıyordu.
Tsai Ming-liang filmlerinin herhangi birinden herhangi bir planı dahi izleseniz bütün filmlerine sızan o derin yabancılaşma ve yalnızlık hissini, yalın gerçeklik hallerinin içindeki absürtlüğü ve bütün filmlerine yayılan o kendine özgü atmosferi algılamanıza yeter.
“Ahlat Ağacı” farklı bir film. Gerek filmin yönetmeni Nuri Bilge Ceylan’ın sinema yolculuğunda, gerekse Türkiye sinemasında farklı bir soluk.
“Vahşi Çocuk” filminin öyküsü, yalnız, toplumdan kopuk, tümüyle insanlardan ayrı bir şekilde doğada büyümüş bir çocuğun sıradışı gerçek hikayesine dayanır. Truffaut yine çocukluğunun geçmeyen yaralarının etkisiyle benzer bir konuya odaklanır.
Fellini’nin Roma’sı bu filmdeki başkasınınki değil. Yönetmenin yaşam öyküsünden taşıdığı esintilerle, kaotik ve rengarenk bir büyük şehri, Roma’yı anlatıyor.
‘Tuhaf Günler’, gösterime girdiği zaman karışık tepkiler almış, hayran kitlesini daha sonraki zamanlarda bulmuş, bir anlamda ‘kült’ bir film.