2008 yapımı “Bildiğinizi Biliyorum” (“I Know You Know”) Galli yönetmen Justin Kerrigan’ın, akli rahatsızlıklarla boğuşan bir babanın ve 11 yaşındaki oğlunun hikayesini anlatan filmidir.
SİNEMAD Posts
Bu bol hainli, bol düşmanlı ve her yeri bıyıklı liderin dev posterleriyle bezeli ülkede, bir Dış Parti üyesi olan Smith, sıkı kurallar altında yaşar. Ama bir farklılık vardır Smith’de. Gözlerinde bir yabancılık.
Neden sıkıcı bu filmler? Neden bir depresif bu yönetmenler? Doktor değilim, depresif lafın gelişi, kitapta yazanı bilmem ben halk şairiyim. Ama hayattan bir parça gösteriyorum sana, depresyon diyorsun bana.
‘In The Mouth Of Madness’ diye bir filmi var John Carpenter’ın, onunla ilgili yazacaktım. Artık ‘Çılgınlığın Ötesi’nde mi ‘Deliliğin Ağzında’ mı ben bilmem. Olay Amerika’da geçiyor.
Film uçsuz bucaksız, çölvari ıssız düzlüklerde yol alan atlı bir adamın uzak çekim planlarıyla başlar. Western filmlerinde görmeye alışık olduğumuz bir sinematografi vardır.
‘Aynadaki Gibi’, Bergman’ın ‘Oda Üçlemesi’ olarak tabir edilen filmlerinden ilkidir. Filmlere ‘Oda Üçlemesi’ denmesinin nedeni Almanya’da ortaya çıkan ve İsveç’te ünlü oyun yazarı Strindberg’le devam eden oda tiyatrosu geleneğinin etkilerinin bu filmlerde yoğun olarak görülmesidir.
Bu yazıda, kaybolan ve birşeyleri kaybetmiş bireyin hikayesini sinema tarihinin iki farklı noktasında aynı hikayeden esinlenerek anlatan iki sinema filminden bahsedeceğim.